Makaleler

KIDEM TAZMİNATI HUSUSUNDA İŞÇİNİN KIDEM SÜRESİNİN HESAPLANMASI

Önceki yazımızda genel itibari ile kıdem tazminatının ne olduğu ve hangi hallerde işçinin kıdem tazminatına hak kazanabileceğini ele almıştık. Bu yazımızda ise işçinin kıdem tazminatının hesaplanmasında en önemli iki unsurdan biri olan ‘’çalışma süresi’’ diğer bir deyişle işçinin ‘’kıdem süresi’’ ele alınacaktır.

CİNSEL TACİZ SUÇU

Cinsel taciz suçu, teknolojik olanakların da artmasıyla son yıllarda çok yaygın görülen bir suç türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu makalemizde cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen diğer suçlarla sıklıkla karıştırılan cinsel taciz suçu ele alınmaktadır.

CARİ HESAP SÖZLEŞMESİ ve MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

Yasin İRİS[1]

***

ÖZ

Cari hesap sözleşmesi, isimli-tipik bir sözleşme olup, mevzuatta temel olarak 2 farklı kanunda düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89 ila 101. maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 134 ila 143. Maddeleri arasına bakılacak olursa bu düzenlemeler görülecektir. Cari hesap sözleşmesinin, muhasebe işlemleri açısından en önemli fonksiyonu, taraflar alacaklarını özel bir şekle tabi olma şartıyla, takas etmelerini, bu şekilde gereksiz ödemelerin ve bu ödemelere bağlı muhasebe işlemlerinin önüne geçmelerini sağlamaktır. Diğer bir deyişle cari hesap sözleşmesinin temel işlevi, tarafların karşılıklı borçlarının ifasını özel bir takas işlemi ile, borçların ifasını geçici bir süre ertelemek ve tarafların birbirine yapacakları gereksiz ödeme ve bilumum işlemlerin önüne geçerek, iş kolaylığı sağlamaktır. Bu çalışmamızda öncelikle ‘’Cari Hesap’’ kavramı mevzuattaki ilgili hükümler çerçevesinde ele alınarak tanımı ve içeriği hakkında bilgi verilmiş olup ardından muhasebe uygulamaları anlatılmıştır.

Anahtar sözcükler:Cari Hesap, Cari Hesap Sözleşmesi, Takas, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu.

[1]Avukat- Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi- Süleyman Demirel Üniversitesi – Sosyal Bilimler Enstitütüsü – Özel Hukuk Anabilimdalı bölümü – [email protected]

ANONİM ŞİRKETLERDE TASFİYE

Yasin İRİS[1]

***

ÖZ

Eski Türk Ticaret Kanun olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununda anonim şirketlerin sona ermesi yani infisah ve tasfiye süreci kollektif şirketlere haiz düzenlemelere atıf yapmak suretiyle hüküm altına alınmışken 2012 yılında yürülüğe giren 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ile kanun koyucu bu durumu değiştirmiş, anonim şirketlere yönelik yeni düzenlemeler getirmiştir. Anonim şirketlerin sona ermesi hallerini düzenleyen TTK 529 ila 548. Maddeler arasındaki bu düzenlemelerin amacı her ne kadar şirketlerin ticari hayattaki hukuki varlıklarının bitmesini düzenlemiş olsa dahi özellikle şirketlerin biranda ticari hayattan çekilmelerine müsaade etmemektedir. Tasfiye işlemlerinin belirli bir hukuki prosedür içinde yapılması gerekmektedir.Bu prosedürler ile hem tasfiye işlemlerinin hukuka uygun ve düzenli bir biçimde, süratle yapılması amaçlanmışken hemde şirket ortaklarının ve şirket alacaklıların haklarının güvence altına alınmasını ve kimsenin hak mağduriyeti yaşamaması amaçlanmıştır.Tüm bu iş ve işlemler tasfiye memurlarınca yerine getirildikten sonra kalan mal varlığı ve tasfiye sırasında oluşan bir kar var ise bu kar ortaklara kanun ve sözleşme hükümlerinin emrettiği şekilde dağıtılmaktadır. Bütün bu dağıtım işleri sona erdikten sonra artık anonim şirketin hukuki varlığı şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicilinden silinmesi ile sona ermektedir. Bu çalışmamızda öncelikle anonim şirket kavramı temel olarak ele alınacak ardından asıl araştırma konumuz olan ‘’anonim şirketlerde tasfiye’’ süreci yeni düzenlemeler ışığında incelenecektir.

Anahtar sözcükler:Anonim Şirket, tasfiye,infisah, Türk Ticaret Kanunu

[1] Avukat- Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi- Süleyman Demirel Üniversitesi – Sosyal Bilimler Enstitütüsü – Özel Hukuk Anabilim dalı bölümü – [email protected]

FİYATLANDIRMADA HAKSIZ REKABET

Yasin İRİS[1]

***

ÖZ

“Rekabet”, liberal ekonomilerin en önemli kavramlarından biridir. Fakat rekabet her zaman istenildiği gibi işlemez ve bir takım önlemler almayı gerektirir. Devlet, rekabetin kötüye kullanmasını önler, haksız rekabeti engelleyici bazı önlemler alır. Haksız rekabet, anayasal bir hak olan rekabet hakkını kötüye kullanmayı engellemek için, hüküm altına alınmış kurallardan ibarettir. Haksız rekabete ilişkin kuralların amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(Ballı,2015:62) Küreselleşen dünyamızda ticari ilişkilerin artması ve buna bağlı olarak rekabet unsurunun da doruk noktaya çıkması nedeniyle ülkeler hem kendi iç hukukları kapsamında düzenlemeler yapmakta hem de uluslar arası hukukta bağlayıcılığı olan antlaşmalar akdetmektedirler. Bu düzenlemelerin temel amacı ise piyasa ortamında ki rekabeti etkin tutmakla birlikte mal kalitesinin düşmemesi ve kişilere ürün ve fiyat güvencesi sağlanmasıdır. Bu düzenlemelerle birlikte gün geçtikçe haksız rekabet kavramı da önem kazanmaktadır.

Anahtar sözcükler: Rekabet, Haksız Rekabet, Haksız Rekabetin Unsurları, Türk Ticaret Kanunu

[1] Avukat- Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi- Süleyman Demirel Üniversitesi – Sosyal Bilimler Enstitütüsü – Özel Hukuk Anabilim dalı bölümü – [email protected]

ANONİM ŞİRKETLERDE YÖNETİM KARARLARINDA HÜKÜMSÜZLÜK

Yasin İRİS

ÖZ

Türk hukukunda ‘’hükümsüzlük’’ halleri mevzuatın herhangi bir yerinde derli toplu bir şekilde düzenlenmemiştir bu nedenle ‘’hükümsüzlük’’ halleri doktrinde kategorize edilmiş olup 3 türe ayrılmıştır, bunlar: yokluk, kesin geçersizlik(butlan) ve iptal edilebilirliktir. ‘’Yokluk, bir hukuki işlemin kurucu unsurlarının ve zorunlu şekil şartlarının yokluğu nedeniyle her zaman ve herkes tarafından ileri sürülebilen bir yaptırımdır ve YK kararlarının yokluğunun tespiti de, yasada açık bir hüküm olmamasına rağmen yokluk halinin tespiti davası ile ileri sürülebilir. Bu nedenle YTTK’da YK kararlarının yokluk halleri ayrıca düzenlenmemiş olmasına rağmen kurucu unsurların ve zorunlu şekli şartların yokluğu halinde yokluk halinin tespiti davası her zaman açılabilir. YTTK’da yönetim kurulu (YK) kararlarının kesin geçersizliği halleri ise açık olarak düzenlenmiştir. Genellikle tartışma konusu olan husus, YK kararlarının iptal yaptırımına tabi olup olmadığıdır. YTTK’da istisnai haller dışında genel olarak YK kararlarının iptaline ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Anonim şirketlerin işleyişinde YK’nun görev ve yetkileri açısından da YK kararlarının iptal yaptırımına tabi olmaması isabetli bir yaklaşımdır.’’ (Turanlı:2013 -393)Söz konusu bu çalışmamızda Anonim şirketlerdeki bu hükümsüzlük halleri ayrı ayrı ele alınarak açıklanmış ve değerlendirilmiştir.

Anahtar sözcükler: Anonim Şirket, Yönetim Kurulu, Hükümsüzlük, Yokluk, Butlan, İptal Edilebilirlik.